Gelişmişpiyasalarda olduğu gibi Türkiye’ de de belirli aralıklarla halka açık şirketlerin mali tabloları yayımlanmaktadır. Şirketlerin iç ve dış paydaşları bu tablolarda yer alan veya elde edilen veriler üzerinden çeşitli finansal analizler
Halka arzın gerçekleşeceği döneme göre sunulacak finansal tabloları aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz. Bağımsız Denetim Yükümlülüğü. Halka arzın gerçekleşmesi ve payların borsada işlem görmeye başlamasıyla birlikte şirketlerin bağımsız denetim yükümlülüğü başlar.
TAMBÖLÜNME. Tam Bölünme; Bir sermaye şirketi veya kooperatifin tasfiyesiz olarak infisah etmek suretiyle kayıtlı değerleri üzerinden bütün mal varlığını, alacak ve borçlarını mevcut veya yeni kurulacak iki veya daha fazla sermaye şirketine veya kooperatife devretmesi ve karşılığında devredilen sermaye şirketinin veya kooperatifin ortaklarına devralan sermaye
FastwebMali Analiz Pro’nun Avantajları. Şirketlerin haberlerini ve bilançolarını aynı platformda görebilirsiniz. Şirketlerin dipnot analizini yapabilirsiniz. Hızlı, güncel, kolay ve etkili temel analiz yapabilirsiniz. İstediğiniz kadar dönemin grafiğini ve verisini analiz ekranında görebilirsiniz. Bir şirkete ait bütün
Bu dosya yalnızca aşağıdaki kullanıcı grupları tarafından indirilebilir. İndirebilecek Üyelikler: Yönetim, Doğrulanmış Üyeler, VIP 1, VIP 2, VIP 3, VIP 4. Borsa Şirketleri Mali Verileri isimli içerik, konuyla ilgili olarak ihtiyacı olanlara rehber olmak ve destek sağlamak amacıyla eklenmiş bir içeriktir. Bu uyarıyı
Başvurunun 31 Aralık 2020 mali tabloları ile tekrar yapılması ve/veya halka arz sürecinde gelen stratejik ortaklık teklifleri dâhil stratejik opsiyonların değerlendirileceğini
aay6UCs. Hangi şirketlerin finansal tabloları vergi kanunlarına hangilerinin ki TTK ve TMS’ye göre oluşturulacaktır?Daha önceki yazılarımızda 6335 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununda yapılan değişiklik sonrası 1 Ocak 2013’ten itibaren defterlerin VUK’a göre mi, yoksa Türkiye Muhasebe Standartlarına TMS göre mi tutulacağını ve finansal tabloların neye göre oluşturulacağını ele almıştık. Konu hakkında farklı görüşler dile getirilmişti. Bu yazımızda konuyu tekrar ele alma nedenimiz Kamu Gözetimi Kurumunun konuyla ilgili görüşünü açıklamış olmasıdır. Kamu Gözetimi Kurumu açıklamaları ile konu açıklığa sayılı Kanunla 6102 sayılı Yeni TTK’da yapılan değişiklik sonrası TMS/TFRS uygulamalarında; Tek Düzen Hesap Planı, VUK ve TTK hükümleri çerçevesinde defter kayıtları tutulabilecek, ancak denetime tabi olanlar ve 1534'üncü maddede sayılanlar için mali bilançolar, yıl sonralarında ayrıca TMS/TFRS kurallarına göre düzenlenecektir. Nitekim ülkemizde bu uygulama halka açık ve SPK’ya tabi şirketler tarafından yürütülmekte, bu şirketler için zorunlu olan bağımsız denetim, uluslararası muhasebe standartları ile uyumlu TMS/TFRS’ye göre yapılmaktadır. Daha önceki yazılarımızda konuya ilişkin olarak dile getirdiğimiz görüşümüz aşağıdaki gibidir.“TTK’nın 64’üncü maddesinin 5’inci fıkrasında yer alan ve TTK’nın defter tutma, envanter, mali tabloların düzenlenmesi, aktifleştirme, karşılıklar, hesaplar, değerleme, saklama ve ibraz yükümlülüklerinden; mali tabloların düzenlenmesi, aktifleştirme, karşılıklar, hesaplar ve değerleme yükümlülüklerini TTK uyarınca denetime tabi olacak firmaların finansal tablolarının oluşturulmasında dikkate alınması gibi bir sonuca ulaşılmaktadır. Aksi türlü, tüm firmalar bakımından bu yükümlülüklerin TTK’ya tabi olanlar için zorunlu olacağının iddia edilmesi söz konusu ise, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’nca ortak çıkartılacak tebliğde bu husus açıklığa tabi gerçek ve tüzel kişilerin tamamı için mali tabloların düzenlenmesi, aktifleştirme, karşılıklar, hesaplar ve değerleme yükümlülüklerinin zorunlu tutulması halinde 1’inci başlık altında verdiğimiz değişiklikler de anlamını yitirmeyecek midir? Kanaatimizce yitirecektir. Vurgulamak gerekir ki, 64/5’inci fıkranın giriş cümlesi uyarınca, TTK’ya tabi gerçek ve tüzel kişilerin, VUK’un defter tutma ve kayıt zamanıyla ilgili hükümleri ile 175 ve mükerrer 257’nci maddesinde yer alan yetkiye istinaden yapılan düzenlemelere uymak zorundadır. Yukarıdaki iki paragrafta ele aldığımız 64/5’inci fıkranın ikinci cümlesi ise, VUK’a ilişkin bu zorunluluğa vurgu yapmaktadır. Yani TTK uyarınca mali tabloların düzenlenmesi, aktifleştirme, karşılıklar, hesaplar ve değerleme yükümlülüklerinin, VUK’taki zorunlulukları ortadan kaldırmadığını belirtmek gerekirse, Yeni TTK’nın 64/5’inci fıkrasının ikinci cümlesini TTK uyarınca denetime tabi olacak firmalar için yapılan bir düzenleme gibi algılamak gerektiği kanaatindeyim. Ancak, Maliye Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca ortak çıkarılacak tebliğde bu konu mutlaka açıklığa kavuşturulmaya tabi olacak firmalar için 6102 sayılı Kanun’un 397’nci maddesi ile Bakanlar Kuruluna verilen yetkiye istinaden Bakanlar Kurulu Kararı Taslak metnine göre, oldukça yüksek kriterler getirilecektir. 200 milyon Türk Lirası TL yıllık net satış hasılatı kriteri ile 150 milyon TL aktif büyüklük ve 500 ve üstü çalışan kriteri getirileceği anlaşılmaktadır. Bir şirketin bağımsız denetime tabi tutulabilmesi için bu üç kriterden ikisini sağlamış olması şartı da aranmaktadır. Bu kriterlerden tek başına yıllık net satış hasılatını geçecek firma sayısı İstanbul Sanayi Odasının verilerine göre 2011 yılı en büyük 500 sanayi firmasından yalnızca 384’ü geçecek ve bir şartın daha sağlanması halinde bağımsız denetime tabi olacaktır. Halbuki, Türkiye’de yaklaşık 90 bin civarında anonim şirket ve 750 bin civarında da limited şirket sayılı Kanun' un 64/5 fıkrasının ikinci cümlesini yukarıda belirttiğimiz gibi ele almamız durumunda tüm şirketler TTK ve VUK uyarınca defter tutacak ve az sayıda bağımsız denetime tabi olacak şirketler ayrıca TMS uyarınca finansal tablo oluşturacaktır. Tersi düşünülecek olur ise, tüm firmalar TMS’ye göre muhasebe tutacak ve finansal tablolarını oluşturacak ve bunları VUK’a göre dönüştürecektir. Bu durum, TTK’ya göre bağımsız denetime tabi olmayan tüm şirketler için daha yüksek bir iş gücü kaybı oluşturmayacak mıdır?Eğer ki, tüm firmalar bakımından bağımsız denetim getirilmiş olsa ve bütün işlemler TMS uyarınca yapılacak olsa idi bu bir sistem oluşturmuş olacaktı ve küçük çaplı firmaları dışarıda bırakmak kaydı ile olması gereken de aslında bu idi. Ama bundan geri adım atılmış oldu.”Nitekim Kamu Gözetimi Kurumu hadlerin belirlendiği Bakanlar Kurulu Kararına ilişkin usul ve esaslara ilişkin olarak görüşünü açıklamıştır. Buna göre, “Madde 6- Denetime tabi olunup olunmadığının belirlenmesinde, şirketler ile bu şirketlerin bağlı ortaklıkları ve iştiraklerinin aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı hesaplanırken vergi mevzuatı çerçevesinde kamu idarelerine sunulmak üzere hazırlanan son iki hesap dönemine ilişkin bilanço ve gelir tablosu dikkate alınır. Denetim kapsamına girildikten sonra 11 inci madde hükmü uygulanır. Yurtdışında bulunan bağlı ortaklık ve iştiraklerinin, varsa denetimden geçmiş uluslararası muhasebe standartlarına uygun finansal tabloları, olmaması halinde tabi oldukları mevzuat uyarınca hazırladıkları finansal tabloları dikkate 11- 1 Denetime tabi olan şirketler, finansal tablolarını 6102 sayılı Kanun ve TMS’ye göre hazırlar. Bu şirketler daha sonraki hesap dönemlerinde denetim kapsamında olup olmadıklarını değerlendirirken, aktif toplamının ve yıllık net satış hasılatının hesabında 6102 sayılı Kanun ve TMS’ye göre hazırladıkları finansal tabloları dikkate alır. Bu durumda, bağlı ortaklık ve iştirak kavramları 6102 sayılı Kanun ve TMS’deki anlamlarıyla dikkate alınır. Ölçütlerin belirlenmesinde bağlı ortaklıkların tam konsolidasyon yöntemine, iştiraklerin ise özkaynak yöntemine göre konsolide edildikleri finansal tablolar kullanılır…”Kamu Gözetimi Kurumunun bu açıklaması ile konu açıklığa kavuşmuştur. Bağımsız denetime tabi olmayan şirketler vergi kanunları uyarınca finansal tablolarını oluşturacaklardır. Bağımsız denetime tabi olma kriterlerine bakılırken de vergi kanunları uyarınca oluşturulan tablolar dikkate alınacaktır. Ancak, bağımsız denetime tabi olan firmalar TMS uyarınca finansal tablolarını oluşturacaklardır ve bağımsız denetimden çıkma kriterlerine bakılırken bu kez TMS uyarınca oluşturulan finansal tablolara düzenlemenin anlamı tarafımızca da dile getirildiği üzere bağımsız denetime tabi olmayan şirketlerin vergi kanunlarına göre finansal tablolarını oluşturmaları gerektiğidir. Bağımsız denetime tabi olanlar ise Yeni TTK ve TMS uyarınca finansal tablolarını KONU OLAN GEÇMİŞ YIL FİNANSAL TABLOLARI DA DENETLENECEK MİDİR?Diğer bir tartışma konusu ise karşılaştırmalı tablolar sunulur iken geçmiş dönem finansal tablolarının da denetimden geçip geçmeyeceği meselesi idi. Kamu Gözetimi Kurumu bunu da açıklığa kavuşturmuştur. Geçmiş hesap dönemlerinde denetime tabi olunmamış ise, denetimden geçmiş finansal tablolarla karşılaştırmalı olarak sunulan geçmiş dönem finansal tablolarının denetimden geçmiş olması zorunlu ÖNCÜTHELİRA
Gümrük ve Ticaret Bakanlığından Resmi Gazete Tarih ve No 19 Ekim 2012 – 28446 HALKA AÇIK OLMAYAN ŞİRKETLERDE KAYITLI SERMAYE SİSTEMİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ Amaç MADDE 1 – 1 Bu Tebliğin amacı, şirketlerin kayıtlı sermaye sistemini kabul etmelerine, kayıtlı sermaye sistemine geçmelerine, bu sistemde sermayelerini artırmalarına, kayıtlı sermaye tavanını yükseltmelerine, sistemden çıkmalarına veya çıkarılmalarına, yönetim kurulunun imtiyazlı ve primli paylar ihracına, rüçhan haklarını sınırlamasına ve diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Kapsam MADDE 2 – 1 Bu Tebliğ hükümleri, kayıtlı sermaye sistemini kabul eden halka açık olmayan anonim şirketleri kapsar. Dayanak MADDE 3 – 1 Bu Tebliğ, 14/1/2011 tarihli ve 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 20 nci maddesinin üçüncü fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 – 1 Bu Tebliğde geçen a Bakanlık Gümrük ve Ticaret Bakanlığını, b Başlangıç sermayesi Kayıtlı sermaye sistemini kabul eden şirketlerde, kuruluşta veya kayıtlı sermaye sistemine ilk geçildiğinde sahip olunması zorunlu sermayeyi, c Çıkarılmış sermaye Çıkarılmış payların tümünün itibari değerlerinin toplamını temsil eden sermayeyi, ç Genel Müdürlük İç Ticaret Genel Müdürlüğünü, d Halka açık olmayan anonim şirket 28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca, pay senetleri halka arz edilmiş olmayan veya halka arz edilmiş sayılmayan anonim şirketleri, e Kanun 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununu, f Kayıtlı sermaye Şirketlerin, Kanunun esas sermaye sistemindeki sermayenin artırılmasına ilişkin hükümlerine tabi olmaksızın yönetim kurulu kararı ile yeni pay çıkarmak suretiyle ulaşabilecekleri azami sermaye tavanını gösteren ve esas sözleşmelerinde yer alan sermayeyi, ifade eder. Kayıtlı sermaye sistemini kabul etme ve bu sisteme geçme şartları MADDE 5 – 1 Başlangıç sermayesi en az yüzbin Türk Lirası olan şirketler; Bakanlıktan izin almak şartıyla kuruluşta kayıtlı sermaye sistemini kabul edebilirler veya sonradan esas sözleşmelerini değiştirerek kayıtlı sermaye sistemine geçebilirler. 2 Kayıtlı sermaye sistemine geçecek şirketlerde çıkarılmış sermayenin tamamının ödenmiş olması ve sermayenin karşılıksız kalmamış olması şarttır. Kuruluşta kayıtlı sermaye sistemini kabul edecek şirketlerde ise başlangıç sermayesinin tamamının ödenmiş olması gerekir. 3 Kayıtlı sermaye sistemini kabul etmek veya bu sisteme geçmek isteyen şirketlerin esas sözleşmelerinde en az; a Başlangıç sermayesi, b En fazla beş yıl olmak üzere yönetim kuruluna verilen sermayeyi kayıtlı sermaye tavanına kadar artırma yetkisinin süresi, sürenin başlangıç ve bitiş tarihleri, c Kayıtlı sermaye tavanı, ç Yönetim kurulunun sermaye artırımına ilişkin kararının ne şekilde ilan edileceği, hususlarının belirtilmesi zorunludur. 4 Yönetim kuruluna imtiyazlı veya itibari değerinin üzerinde pay çıkarma ya da rüçhan haklarını sınırlandırma yetkisi verilecek ise, buna ilişkin hükümlerin de esas sözleşmede yer alması zorunludur. 5 Kayıtlı sermaye tavanı başlangıç sermayesinin beş katından fazla olamaz. Kayıtlı sermaye tavanı, çıkarılmış sermayenin kayıtlı sermaye tavanına ulaşıp ulaşmadığına bakılmaksızın esas sözleşme değiştirilerek yükseltilebilir. Kayıtlı sermaye sisteminin kabul edilmesinden veya sisteme geçilmesinden sonra izleyen dönemlerde kayıtlı sermaye tavanı, esas sözleşmenin değiştirileceği genel kurul toplantısı sırasındaki çıkarılmış sermayenin en fazla beş katı olarak belirlenebilir. 6 Üçüncü fıkranın b bendi uyarınca yönetim kuruluna tanınan yetki süresinin dolmasından sonra, yönetim kurulunun sermaye artırımı kararı alabilmesi için esas sözleşmenin değiştirilerek yönetim kuruluna yeniden yetki süresi belirlenmesi şarttır. En geç yetki süresinin dolduğu yıl genel kurul toplantısında yetki süresine ilişkin esas sözleşme değişikliği yapmayan şirketler kayıtlı sermaye sisteminden çıkmış sayılırlar. Esas sözleşmede belirlenen yetki süresi içinde yönetim kurulunun değişmesi, yönetim kuruluna verilen yetkiyi ortadan kaldırmaz. 7 Kuruluşu ve esas sözleşme değişikliği Bakanlık iznine tabi olan şirketlerin dışındaki şirketlerde, kayıtlı sermaye tavanının arttırılmasına ve sermaye artırımı hususunda yönetim kuruluna verilen yetkinin süresinin uzatılmasına ilişkin esas sözleşme değişiklikleri Bakanlığın iznine tabi değildir. 8 Kayıtlı sermaye sisteminden çıkmış sayılan şirketlerin bundan sonra gerçekleştirecekleri sermaye artırımlarında, Kanunun esas sermayenin artırılmasına dair hükümleri uygulanır. Genel Müdürlüğe başvuru ve Bakanlık izni MADDE 6 – 1 Kayıtlı sermaye sistemini kabul etmek veya bu sisteme geçmek isteyen şirketler, Genel Müdürlüğe başvurarak izin alırlar. Bu izin; Kanunun 333 üncü maddesi uyarınca kuruluşu ve esas sözleşme değişikliği izne tabi olan şirketlere, kuruluş veya esas sözleşme değişikliği izni ile birlikte verilir. Kayıtlı sermaye sistemine kabul edilmesine veya bu sisteme geçmesine izin verilen şirketlerin kayıtlı sermaye tavanı içinde yapacakları sermaye artırımlarında Bakanlık izni aranmaz. 2 Kuruluşta kayıtlı sermaye sistemini kabul edecek şirketler izin başvurusunda; a Şirket kurucularının imzaları noterce onaylanmış esas sözleşme örneğini, b Başlangıç sermayesinin tamamen ödendiğine dair banka mektubunu, c Esas sözleşme ile yönetim kuruluna imtiyazlı veya itibari değerinin üzerinde pay çıkarma veya rüçhan hakkını sınırlandırma yetkilerinin verilmesi halinde, bunların ve kayıtlı sermaye sisteminin kabul edilmesinin gerekçelerini içeren kurucular tarafından imzalanmış beyanı, dilekçe ekinde vereceklerdir. 3 Kayıtlı sermaye sistemine geçmek isteyen şirketler izin başvurusunda; a Yürürlükte bulunan, tüm değişiklikleri içeren ve tek bir metin haline getirilmiş, şirketi temsile yetkili kişilerce onaylanmış esas sözleşme örneğini, b Şirket yönetim kurulunca hazırlanmış esas sözleşmede yer alacak kayıtlı sermaye maddesi taslağı ile esas sözleşmesinin kayıtlı sermaye sistemine uyum sağlaması için değişmesi gereken diğer maddelerine yönelik değişiklik taslaklarını, c Şirket sermayesinin tamamen ödendiğine ve sermayenin karşılıksız kalmadığına ilişkin yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir raporunu, ç Son üç yıla ait bilanço ve gelir tablosunu, d Esas sözleşme ile yönetim kuruluna imtiyazlı veya itibari değerinin üzerinde pay çıkarma veya rüçhan hakkını sınırlandırma yetkilerinin verilmesi halinde, bunların ve kayıtlı sermaye sistemine geçilmesinin gerekçelerini içeren şirketi temsile yetkili kişilerce imzalanmış beyanı, e Bağımsız denetime tabi olan şirketlerde denetleme raporunu, dilekçe ekinde vereceklerdir. 4 Şirketlerin başvuruları ile ilgili Genel Müdürlükçe yapılacak değerlendirmelerde, Kanunun genel amaç ve ilkeleri, bu Tebliğ hükümleri, piyasanın gerekleri, kayıtlı sermaye sisteminin gayesi, ortakların hak ve yararları, şirketin yasal yükümlülüklere uyma durumu gibi hususlar göz önünde bulundurulur. Bakanlık izninden sonra yapılacak işlemler MADDE 7 – 1 Kayıtlı sermaye sistemine geçmek için Bakanlıktan izin alındıktan sonra genel kurul usulüne uygun olarak toplantıya çağrılır. Genel kurul, Kanunun 421 inci maddesinin birinci fıkrasındaki nisaplarla, şirketin kayıtlı sermaye sistemine geçilmesine ilişkin esas sözleşme değişikliklerini karara bağlar. 2 Kayıtlı sermaye sistemine geçiş, yönetim kuruluna verilen yetki süresinin uzatılması veya kayıtlı sermaye tavanının artırılmasına ilişkin olarak yapılacak esas sözleşme değişikliklerinin, imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edici nitelikte olması halinde, bu kararın anılan pay sahiplerinin yapacakları özel bir toplantıda onanması zorunludur. Bu durumda Kanunun 454 üncü maddesi hükmü uygulanır. 3 Genel kurulca onaylanan esas sözleşme değişiklikleri ticaret siciline tescil ve ilan ettirilir. Kayıtlı sermaye sisteminden çıkma ve çıkarılma MADDE 8 – 1 Kayıtlı sermaye sistemini kabul eden veya bu sisteme geçen şirketlerin, esas sözleşmelerinde belirlenen süre dolmadan önce bu sistemden çıkmak istemeleri halinde, yönetim kurulunca esas sözleşme değişiklik taslağı hazırlanarak Genel Müdürlüğe başvurulur. Bakanlığın bu konudaki izni ve Kanunun 421 inci maddesinin birinci fıkrasındaki nisaplara uygun olarak alınan genel kurul kararı üzerine sistemden çıkılabilir. Buna ilişkin esas sözleşme değişikliği ticaret siciline tescil ve ilan ettirilir. 2 Kayıtlı sermaye sisteminden çıkmış sayılan şirketlerin, bu tarihten sonra esas sermaye sistemi uyarınca yapacakları sermaye artırımına bağlı esas sözleşme değişikliği sırasında, kayıtlı sermaye sistemine ilişkin hükümleri esas sözleşmeden çıkarılır. 3 Kayıtlı sermaye sisteminin amacı dışında; ortakların ve diğer tasarruf sahiplerinin istismarına yol açacak şekilde kullandığı anlaşılan, ortaklık yapısı nedeniyle bu sisteme ihtiyaç duymaksızın kolayca sermaye artırımı yapabilecek durumda olan ve bu sisteme geçişte aranan diğer nitelikleri yitiren şirketler Bakanlık tarafından sistemden çıkartılabilir. Kayıtlı sermaye sisteminden çıkan veya çıkartılan şirketler, çıkış tarihinden itibaren en az 2 yıl geçmeden yeniden sisteme kabul edilmezler. Ancak, şirket yönetiminin değişmesi veya kayıtlı sermaye sisteminden çıkma veya çıkartılma sebeplerinin ortadan kalktığının ispatlanması şartıyla, şirketlerin başvurusu üzerine 2 yıllık sürenin dolması beklenmeksizin şirketlerin yeniden kayıtlı sermaye sistemine geçmelerine Bakanlıkça izin verilebilir. Kayıtlı sermaye sisteminde sermayenin artırılması MADDE 9 – 1 Yönetim kurulu sermaye artırımında; artırıma ilişkin aldığı kararı, çıkarılmış sermayeyi gösteren esas sözleşme maddesinin yeni şeklini, yeni payların itibarî değerlerini, cinslerini, sayılarını, imtiyazlı olup olmadıklarını, imtiyazlı paylara ve rüçhan haklarına ilişkin sınırlamaları ve kullanılma şartları ile süresini, prime dair kayıtları ve bunun uygulanması hakkındaki kuralları esas sözleşmede öngörüldüğü şekilde ilan eder ve internet sitesi oluşturma yükümlülüğüne tabi şirketlerde internet sitesinde yayımlar. 2 Yönetim kurulunun sermaye artırımına ilişkin kararında; a Artırılan sermayenin tutarı, b Çıkarılacak yeni payların itibari değerleri, sayıları, cinsleri, primli ve imtiyazlı olup olmadıkları, c Rüçhan hakkının sınırlandırılıp sınırlandırılmadığı, kullanılma şartları ile süresi, ç Gerekli görülen diğer hususlar, belirtilir. 3 Sermaye artırımının mevzuata uygun olarak gerçekleştirilmesinden sonra, sermaye artırımına ilişkin yönetim kurulu kararı ile çıkarılmış sermayeyi gösteren esas sözleşme maddesinin yeni şekli, yönetim kurulunca tescil ve ilan ettirilir. 4 Sermaye artırımının iç kaynaklı olması durumunda kayıtlı sermaye tavanı aşılabilir. Dış kaynaklı sermaye artırımı yoluyla kayıtlı sermaye tavanı aşılamaz. 5 Kayıtlı sermaye tavanına ulaşıldıktan sonra, yeni tavan belirlenmeden yönetim kurulu kararı ile sermaye artırımı yapılamaz. 6 Sermaye artırımı sırasında, yönetim kurulu kararı ile imtiyazlı veya itibari değerinin üzerinde pay çıkarılabilmesi, pay sahiplerinin yeni çıkarılacak paylara ilişkin rüçhan haklarının veya imtiyazlı pay senedi sahiplerinin haklarının sınırlandırılabilmesi için esas sözleşmeyle bu hususlarda yönetim kurulunun yetkilendirilmiş olması şarttır. 7 Yönetim kurulunun yeni çıkarılacak paylara ilişkin rüçhan haklarını kısıtlama yetkisi, pay sahipleri arasında eşitsizliğe yol açacak şekilde kullanılamaz. Yürürlük MADDE 10 – 1 Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 11 – 1 Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür. 239 Alakalı Yazılar
BDO Türkiye Vergi ve Danışmanlık Ortağı Erdal Aslan BDDK’nın TL kredi kullanımı düzenlemesi sonrası sistemde görülebilecek olası sıkıntıları Bloomberg HT’ye değerlendirdi. Aslan, BDDK’nın kararının, nakit Döviz varlığı olan şirketlerin TL kredi kullanımını kısıtlamaya yönelik bir karar olmasının yanı sıra uygulamaya konuluş şekli itibari şirketler ve bankalar açısından finansal akışı doğrudan etkileyen bir karar olduğunu belirtti. Aslan “Kapsama, Türk Ticaret Kanunu uyarınca bağımsız denetime tabi olan şirketler girmekte. Bu şirketler, halka açık şirketler, BDDK’ya tabi olan veya diğer düzenleyici ve denetleyici kurumların kapsamına giren şirketler ile belli büyüklük kriterlerini aşan şirketler. Ticari kredi kullanan ülkemizdeki şirketlerin çok büyük çoğunluğunun bu kapsama girdiğini söylemek yanlış olmayacaktır” dedi. "Bir şirket halka açık değilse, şu anda mali tablosunun denetimden geçmiş olmasını beklemek çok doğru değil” Bu kararda öngörülen mali tabloların aslında yıllık olarak hazırlanan finansal tablolar olduğunun ve bunların da yılsonlarında olmak üzere yılda bir kere hazırlandığının altını çizen Aslan, “Şirketler yılsonlarında hesaplarını kapatıyorlar ve üzerinden belirli bir süre geçtikten sonra bağımsız denetici bu finansal tabloları bağımsız denetim standartlarına göre denetliyor ve bir rapor veriyor. Halka açık şirketler için bu süreç 12 haftayı bulabilirken, halka açık olmayan şirketler ise bu sürece neredeyse Mayıs ayında başlıyorlar. Bir şirket halka açık değilse, şu anda mali tablosunun denetimden geçmiş olmasını beklemek çok doğru değil.” şeklinde konuştu. BDDK tarafından yapılan basın açıklamasında, eğer en son dönemin finansal tabloları bağımsız denetimden geçmemişse, bu süreçte olduğunu belgelemenin yeterli olduğu, bilgilerin şirket tarafından verileceği belirtilmişti. Aslan, burada bu bilgilerin, bağımsız denetimden geçtikten sonra doğru olmadığının ortaya çıkabileceğini ifade etti. "Burada bahsedilen bilgiler bağımsız denetim kuruluşlarınca hemen hazırlanabilir bilgiler değil" Aslan, sözlerine şu şekilde devam etti “Başvuru tarihi itibari ile net yabancı parasal varlıkların tutarı ile ilgili veri talebinde bulunuluyor. Bu bir bağımsız denetim kuruluşu tarafından tespit etmesi son derece zor bir tutar. Başvuru tarihi itibari ile yapılması istenen tespitin bir bağımsız denetçinin yapabilmesi için öncelikle bir sözleşme imzalaması, bağımsız denetim prosedürünü uygulaması ve raporunu vermesi gerekir ki, bu bir şirket başvurduktan sonra bile iki üç aylık bir zaman alabilir. İlave olarak bir başka düzenlemede de gelecek üç aylık dönemin net döviz pozisyonu açığının denetlenmesi öngörülüyor ki orada da çok uzun zaman alacak bir denetleme gerekiyor. Yani burada bahsedilen bilgiler bağımsız denetim kuruluşlarınca hemen hazırlanabilir bilgiler değil. Ayrıca, bağımsız denetim kuruluşlarının mevcut sözleşmeleri ve iş yükleri de bunları karşılamaya yeterli değil. “
Bağımsız Denetim Nedir ?Bağımsız denetim nedir?, Yıllık finansal tablolar ve diğer finansal bilgilerinin, bu tablo ve bilgiler için belirlenen kriterlere örneğin, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları uygunluğu için belirlenen kriterlere sahip şirketler, diğer finansal bilgilerin uygunluğu ve doğruluğu konusunda makul güvence sağlayacak yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtı toplamak amacıyla, genel kabul görmüş bağımsız denetim standartlarda öngörülen gerekli tüm bağımsız denetim tekniklerinin uygulanmasını, defter, kayıt ve belgeler üzerinde denetim yapılmasını, raporun değerlendirilmesini ve ilişkilendirilmesini ifade Denetimin Amacı Nedir?Bağımsız denetiminin amacı; Finansal tabloların bir işletmenin finansal durumunu ve faaliyet sonuçlarını finansal raporlama standartlarına uygun olarak tüm maddi açılardan adil ve doğru bir şekilde sunup sunmadığı konusunda bağımsız denetçinin görüş bildirmesini Denetimin Faydaları Nelerdir?Bağımsız denetimin hem denetlenen firma, hem kamu hem de devlet için faydaları doğru bilgi akışını finansal tablolara ilişkin öngörülerde ve analizlerde bulunmasına ve geleceğe yönelik sağlam kararlar almasına yardımcı tabloların gerçeği yansıtıp yansıtmadığını yönetiminin ve çalışanların dolandırıcılığı önlemesine yardımcı denetimden geçmiş mali tablolar ile düşük maliyetli finansman bulmak için iş için daha kolay dış denetime tabi tutulan bir şirkette, tüm ortakların hakları daha iyi Denetime Kimlerin İhtiyacı Vardır?Bilgi kullanıcıları, denetçinin görüşlerine güvenen ve işletme yönetimi tarafından açıklanan bilgileri kararlarında kullanan kişilerdir. Bunlar;OrtaklarOrtak olmak isteyenlerKredi verenlerYöneticilerKamu kurumlarıDiğer karar istedikleri bilgiye bağımsız olarak ve değerlendirilen belirlenen standartlara uygunluk derecesinde ulaşabilmeleri için bağımsız denetime ihtiyaç vardır.
halka açık şirketlerin mali tabloları