ŞirketVerilerinin Elde Edilmesi ve Hisse Senedinin İçsel Değerinin Hesaplanması için Ayrıntılı Adım Adım Kılavuz, Web Uygulaması Dahil Hisse Senedi değerleme yöntemleri, bir hisse senedini indirimli veya primle satın alıp almadığını ölçmek isteyen yatırımcılar için önemlidir. Bu makale, bir hisse senedine nasıl değer verebileceğinizi açıklamaktadır (i. Elde edilen denetim kanıtlarına dayanarak, Şirket’in sürekliliğini devam ettirme kabiliyetine ilişkin ciddi şüphe oluşturabilecek olay veya şartlarla ilgili önemli bir belirsizliğin mevcut olup olmadığı hakkında ve yönetimin işletmenin sürekliliği esasını kullanmasının uygunluğu hakkında sonuca varılmaktadır. 1 Amaç ve Kapsam. Bu Kişisel Verilerinizin İşlenmesi Hakkında Aydınlatma Metni (“Aydınlatma Metni”) 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında DenizBank A.Ş. tarafından işlenen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin elde edilme yöntemleri, kişisel verilerinizi işlememizin hukuki sebepleri ve amaçları, kişisel verilerinizin aktarıldığı Özellikle aynı aileden olan doktorlar, Roma İmparatorları Trajanus (M.S.98-117), Marcus Aurelius (M.S.161-180) ve Lucus Verus (M.S.161-169)’un baş hekimliklerini yapmıştır. Yazıtlardan elde ettiğimiz bilgilere göre İmparator Trajanus’un doktoru ve danışmanı Titus Statilius kriton’dur. FlowQGames uygulaması hakkında. . FlowQ Games uygulaması, Apple Store ve Google Store’dan indirilebilen ve kullanıcıların yetkinliklerini ve güçlü yönlerini çeşitli oyunlar oynayarak test etmelerini sağlayan bir platformdur. Oyunları tamamlayan kullanıcıların oyun ve test sonuçları tarafımızca hesaplanarak Doğal yolla elde edilirse bir sıkıntı olmamasına rağmen, meyveden ayırmak zor olduğu için piyasada kimyasallar ile elde edilir, dikkatli olmakta fayda vardır. Rafine şeker, şeker pancarı ve kamışından kimyasallar kullanılarak elde edilen kristal şekerdir, tatlının zehirlenmesine katkıda bulunma olasılığı yüksektir 6UEERy. Haberler > Dinazor Değil Dinozorların Milyonlarca Yıl Öncesine Dayanan Oldukça Şaşıracağınız Hikâyeleri - 1504 Dinozorların varlığına dair elimizdeki tek kanıt şüphesiz ki fosiller! İki tür fosil var, biri kemikleri ve dişlerinden oluşuyor. Biz genellikle en çok bu fosillerden haberdarız. İkinci tür fosiller ise diş izleri, ayak izleri ve dışkı gibi izlerden ibaret. Yıllar içinde, donmuş bazı ilginç fosiller ortaya çıkarılmış. Bunlara “Zaman içinde donmuş” deniyor, çünkü fosiller genellikle dinozorun, hayatında veya ölüm zamanında ne yaptığını bize bildirmek için yeterli. Bu sayede dinozorun yaşamı boyunca nasıl göründüğünü ortaya aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz Kaynak 1. Kazananı olmayan bir kavga İki dinozorun dövüştükleri anda ölmeleriyle oluşan muazzam fosil! 1971'de, Moğolistan'daki Gobi Çölü'ndeki araştırmacılar, diğerini öldürmeye çalışan iki dinozorun kalıntılarını ortaya çıkardılar. 74 milyon yıl geçmesine rağmen, savaş pozlarını korumuşlar. Her iki dinozor da, ya birbirlerini öldürdü ya da üstlerine kum çöktükten sonra öldüler. Görseldeki dinozorlar etobur Velociraptor ve otçul Protoceratops idi. Velociraptor, Protoceratops'a denk gelince, onu yemeyi denemiş olabilir. Alternatif bir senaryo ise, her iki dinozor da, Protoceratops'un boyun yaralanmasından ölmesi nedeniyle bu pozisyonda kilitli kaldı. Velociraptor da daha sonra Protoceratops'ın ağırlığıyla ölüsünün altında ezildi. 2. Takibe takip, Tiranozor T-Rex Sauropoda'un peşinden gider. 1938'de Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nde bir araştırmacı olan Roland Bird, ilginç dinozor fosilleri buldu 111 milyon yaşında Sauropoda ve Tiranozor izleri. Her iki iz de birlikte hareket Tiranozor'un Sauropod'u takip ettiğine ve hatta bir noktada ısırdığını bile düşünüyorlar. Sonuç, Tiranozor'un Sauropod'u ısırmak amacıyla bacağını kaldırarak, bir adım attığı gerçeğine diğerleri, Tiranozor'un Sauropod'u kovalamadığını, ancak dikkatle takip ettiğine inanıyor. Hangisi doğruysa, Tiranozor'un rastgele yürümediğini biliyoruz çünkü Sauropodla aynı dönüşleri takip ediyordu. Bu ayak izleri Glen Rose, Teksas'ta bulundu. 3. Temsili "Ava giden avlanır!" Balık kartalları Ospreys gibi kuşlar sadece suda yakaladıkları balıkların üzerinde ilk uçan hayvandır. Bir kuş değil, dinozorlar ve timsahlarla ilişkili bir sürüngen. 2009 yılında Almanya'da araştırmacılar, bir Teruzor'un 155 milyon yıllık fosillerini ele sıra dışı konumlarından araştırmacılar, sıra dışı bir av sahnesi olduğunu fark ettiler. Önceden küçük balıkları yutan Aspidorhynchus, Teruzor'u yutmaya çalışıyor. Teruzor, Aspidorhynchus'un yutması için çok büyüktü. Fakat Aspidorhynchus onu dışarı çıkaramadı çünkü Teruzor boğazına yapışmıştı. Olayın tüm kahramanları 155 milyon yıl sonra bulundukları denizin dibine battı. 4. Bir yılan tarafından yenilmek üzereyken fosil olan bebekler 1984'te araştırmacılar, yumurtadan yeni çıkmış yavruyu yutmak üzere olan Sanajeh Indicus'un soyu tükenmiş yılan türü 67 milyon yıllık fosilini buldu. Bu keşif Gucerat, Hindistan'da yapıldı. Araştırmacılar söz konusu dinozor tipini doğrulayamadılar ancak bunun, Sauropodalar olarak adlandırılan uzun boyunlu bir otobur grubuna ait olduğunu metre uzunluğundaki Sanajeh, üç yumurta bulduğu Sauropoda yuvasına girmiş. Biri o sırada yumurtadan çıkmış. Yumurtasından yeni çıkmaya çalışan yavru, henüz tamamen kabuğundan ayrılmamış olan metre uzunluğundaki bir Sauropoda. Sanajeh, yuvaya girdikten sonra aniden yumurtaların ölmeleri üzerine, av ve avcı aynı kaderi paylaşıyor. Araştırmacılar çamurun ağır yağmurlardan kaynaklandığı konusunda şüpheleniyorlar. 5. Kış uykusuna milyonlarca yıl yatan dinozor Büyük Tiranozor'un nasıl yattığı bilinmiyor. Kuyrukları yukarı doğru işaret ederken ve boyunları da sırtlarına bakmaya çalışıyormuş gibi yerleşmiş. Ancak, birkaç yıl önce, uyku pozisyonunda bir dinozorun fosil kalıntılarını keşfedilmiş. Bu fosil 2004 yılında araştırmacılar Xing Xu ve Mark Norell tarafından açıklandı. Troodontidae adı verilen iki ayaklı dinozorların bir ailesine ait olan hayvan, Çin'de bulunan uyuyan bir kuş gibi kıvrıldığı ortaya çıktı. Bu nedenle Mei Long uyuyan ejderha adı verildi. Bu fosil 140 milyon yaşın üzerindedir. Araştırmacılar, Mei Long'un volkanik tortu ile kaplandıktan sonra canlı olarak yandığına inanıyorlar. Alternatif bir teori ise, volkanik çökelti ile kaplanmadan önce karbonmonoksit zehirlenmesi ile ölmüş olabileceği yönünde. 6. Dinozor da olsa annelerin hakkı ödenmez. 2003 yılında, 125 milyondan fazla yıldır ölü olan 35 bitki yiyen dinozorun kalıntıları açığa çıkarılmış. Dinozorlar Psittacosaurus cinsinden gelmektedir, ancak “papağan kertenkele” olarak da adlandırılıyorlar. Tamamen yetişkin bir Psittacosaurus 1 metre boyunda, iki ayak üzerinde yürüyor, papağan gibi gagası var ve meyvelerle besleniyor. Bütün fosillerin, bir anda öldürüldükleri düşünülüyor. Bazı teoriler, canlıların bir sel, volkanik patlama ya da toprağın beklenmedik çöküşüyle ​​öldüğü yönünde. Bu keşif, Psittacosaurus gibi dinozorların doğumdan sonra yavrularını önemsediklerini, ki bu sürüngenler arasında nadir görülüyor. 7. Çamur içinde sıkışmış çamur ejderhası Dinozor fosilleri genellikle ölüm pozunda keşfediliyor. Çin'in Ganzhou kentinde bulunan bir çamur ejderinin fosilinde, ölmeden önce acısını açıkça anlatan eşsiz bir ölüm pozu veriyor. Yaratık kanatlarını ve boynunu olabildiğince uzağa uzatarak çıkmaya ejderi, tüylü, gagalı ve dişsiz ağızlı, iki ayaklı, kuşa benzeyen bir dinozor olan oviraptor ozu türüne ait. Araştırmacılar bu canlının 66-72 milyon yıl önce öldüğüne inanıyor. Çamurlu ejderhanın fosili bilim için çok önemli, 66 milyon yıl önce dinozorları öldüren en meşhur asteroit ile aynı zamanda öldü. 8. Ölüm bile onları ayıramadı... “Romeo ve Juliet”, Moğolistan'daki Gobi Çölü'nde ortaya çıkarılan 75 milyon yıllık Oviraptor fosillerinin adıdır. İki ayaklı, kuşa benzeyen dinozorların fosilleri yan yana bulunuyor. Araştırmacılar, erkeğin ölemeden hemen önce, kadını yaralamış olduğu sonucuna vardı. Araştırmacılar, erkeği dişiden ayırt edebildiler çünkü daha uzun kuyruğun kanıtı olan daha büyük kuyruk kemikleri vardı. Oviraptor uçuş kabiliyetine sahip değildi, bu yüzden erkek dinozor, tavus kuşlarının yaptığı gibi dişisini çekmek için tüylerini kullanıyor. Dinozorların ani ölümlerinin nedenini doğrulayamayan araştırmacılar, 75 milyon yıldan uzun bir süredir birlikte kumun altında öldüklerini düşünüyorlar. 9. Çöpçüler Kralı 2008'de Moğolistan'daki araştırmacılar, 70 milyon yıllık dişleri ve iki dinozorun kemiklerini ortaya çıkardılar. Kemikler bir Protoceratops'a aitken, dişler bir Velociraptor'a ait. Fosillerden, küçük etoburların, kendilerinden daha büyük otçul Protoceratops'larla beslendikleri ortaya açıktı. Daha büyük Protoceratops, metre uzunluğundayken, Velociraptor sadece 1,5 metre uzunluğundadır. Araştırmacılar Velociraptor'un Protoceratops'ı avlamış ve öldürmüş olabileceğinden şüphelenmesine rağmen, Velociraptor'ın zaten ölü olan Protoceratops'la beslenmesi daha olası. 10. Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol! Milyonlarca yılın eskitemediği dinozor. Dinozor fosilleri nadiren bozulmadan bulunur. Kemikler, dişler ve nadir durumlarda, fosilleşmiş dokuları araştırmacılar elde edebiliyor. 2011'de Alberta, Kanada'da bulunan fosil, metre uzunluğunda bir Nodosauridae fosili, tesadüfen bulundu. Bir Nodosauridae, bugünün gergedanlarının dinozor eşdeğeri. kilogram ağırlığında otçul, kalın, zırhlı derileri çıkıntılı pullarla kaplı ve omuzlarından dışarı uzanan iki adet 51 santimetre uzunluğunda sivri uçları sahipler. Araştırmacılar Nodosauridae'nin, çamurla kaplanarak okyanusta sualtına battığını ve çamurdaki minerallerin, hayvanın cildiyle reaksiyona girerek, onu koruyan bir kütle haline getirdiğini düşünüyorlar. Dinozorlar kazı ve fosilleri de inceleyen paleontologlar tarafından araştırılmaya devam ediyor. Bu araştırmaların sonunda birçok farklı dinozor çeşidinin daha dünyada yaşadığı ortaya çıkmıştır. Dinozor Çeşitleri ve İsimleri 1- Trodon Dinozorlar arasında en kısa boya sahip olan Trodon, şu zamana kadar tespit edilmiş en küçük dinozor türüdür. Hızlı ve atik olmasının yanında avlarına tuzak kuracak kadar kurnazdır. Kilosu 40 - 50 aralığındadır. Yayımlanmış 'En Zeki Dinozorlar' listesinde adı bulunan Trodon etçildir. 2- Utahraptor Kretase devrinde yaşadığı düşünülen Utahraptor anatomik özellikleri bakımından kuşlarla benzerlik taşır. Bacakları atletik bir yapıya sahiptir. Buna karşın dişleri ve pençeleri çok fazla gelişmemiştir. Kas ve kemik yapıları da çok güçlü olan Utahraptorların sürü halinde yaşadıkları tahmin ediliyor. 3- Allosaurus Etobur dinozorların en büyüğü olan Allosaurus hem Amerika hem de Afrika kıtasında yaşamıştır. İki ayağının üstünde yürüyebilen nadir dinozor türlerinden biridir. Jura devrinde yaşadığı ve çok iri olduğu için Jura Aslanı adıyla da bilinir. 4- Tyrannosaurus T-Rex adıyla da bilinen Tyronnasaurus, avcı dinozorların en büyüğü ve en güçlüsüdür. Uzunlukları 15 metreye kadar çıkabilen bu canlıların toplam ağırlıkları ise 6-7 ton ağırlığındadır. Ortalama ömürlerinin 150 - 200 yıl olduğu düşünülmektedir. Dinozorların Özellikleri ve Hakkında Az Bilinenler Dinozorların dünya üzerinde toplamda 100 milyon yıldan fazla yaşadığı var sayılıyor Neden yok olduklarına dair farklı teoriler mevcuttur. Bilim dünyasında da tartışmaya neden olan bu konu hala kesin bir delil bulunamadığı için netlik kazanmamıştır. Buna karşın çoğu bilim insanına göre dünyaya çarpan bir astroid sonucu dinozorların nesli tükenmiştir. Sanılanın aksine dinozorlar sadece etçil değildir. Otçul - etçil ve otçul türünde birçok dinozor da yakın tarihte keşfedilmiştir. Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir araştırma ise bazı dinozorların leş yediklerini ortaya çıkardı. Önceleri sadece Amerika ve Afrika kıtasında oldukları tahmin edilen dinozorların Antarktika da dahil olmak üzere tüm kıtalarda yaşadıkları keşfedildi. Suyun altında yaşayan onlarca dinozor türü bulunmaktadır. Hala devam etmekte olan araştırmaların ışığında binden fazla dinozor türünün fosillerine rastlanmıştır. Bilimsel araştırmalarda kullanılan üst düzey teknoloji sayesinde dinozorların simülasyon görüntüleri elde ediliyor. Bu içeriği 8 dakikada okuyabilirsiniz. Dinozorlar Hakkında Her Şey Günümüzden yaklaşık 250 milyon yıl ile 65 milyon yıl öncesi arasındaki dönem jeologların "mezozoik dönem" olarak adlandırdığı, ilk dinozorların ortaya çıkarak, sonrasında da dünyaya hakim olduğu dönemdir. Bu nedenle 186 milyon yılı kapsayan bu zamana dinozorlar çağı da denir. Bilim dünyası, dinozorlarla gerçek anlamda 19. yüzyılın ortalarında yaşayan İngiliz doğabilimci Sir Richard Owen'ın çalışmalarıyla ilgilenmeye başladı. Sir Richard Owen bu hayvanları, 1841 yılında, Yunanca "deinos" ve "saurus" anlamına gelen iki sözcüğün bileşiminden oluşmuş "Dinosaurdinozor" adıyla adlandırdı. Bulunan fosiller sayesinde dünya üzerinde yaklaşık 850 civarında dinozor türünün yaşadığı anlaşıldı. Bu çeşitliliği oluşturan en önemli unsur ise mezozoik dönemin başlarında tek bir ana karadan oluşan dev kıtanın parçalanması sonucu kıtaların sayısının artması. Böylece her kıtadaki farklı iklim koşulları dinozorların farklı gelişmelerine neden olmuştur. Bu hayvanların 160 milyon yıldan daha fazla bir süre dünyaya egemen olmalarının sırrı, her koşula kusursuz uyum sağlayabilmelerinin bir sonucuydu. Ayrıca çok güçlüydüler ve kendilerinden başka canlı türlerine yaşam hakkı tanımıyorlardı. Yumurtlayarak ürüyorlardı ve yumurtalarının kabukları çok sertti. Bu nedenle kolay kolay zarar görmüyor ve çok fazla yavruları oluyordu. Devasa büyüklüklerine rağmen yumurtalarının büyüklüğü en fazla 35-40 cm arasındaydı. Arka ayakları üzerinde durabilecek, hatta hızlı koşabilecek bir anatomik bir yapıya sahiptiler. Etobur dinozorların kol yerine kullandıkları küçük pençeleri, avlarını tutmaya, bazen de kavga sırasında rakibine zarar vermeye yarıyordu. Ayrıca uçabilen türleri de vardı. Bir kertenkeleden daha çok bir kuşu andırıyorlardı. Aynı zamanda soğuk iklim koşullarına adapte olmuş tüylü birçok dinozor türü de keşfedilmiştir. Bazı türler hem karada hem de denizde yaşayabiliyordu. 3 metre boyundaki Plesiosaurus, 15 metre uzunluğundaki Liepleurodon ve 14 metre uzunluğundaki Elosmosaurus bu deniz sürüngenlerinin en ünlüleriydiler. 2006 yılında keşfedilen ve Predetor-x ismi verilen bir deniz sürüngeni 15 metre uzunluğunda, 45 ton ağırlığındaydı ve denizlerde rakipsizdi. Otobur dinozorların bazıları dört ayak üzerinde de yürüyebiliyorlardı. Birçok araştırmacıya göre dinozorlara bu üstünlüğü ayak yapıları sağlıyordu. Öteki sürüngenler kenarlara doğru yayılmış ayaklarla yürümek zorundaydılar. Bu da ciğerlerine yeteri kadar hava alıp vermelerini engelliyordu. Oysa dinozorlar gövdenin altındaki düz ayakları sayesinde dik durabiliyorlar, böylece hem koşup, hem de nefes alabiliyorlardı. Bunun sonucunda da çok hızlı hareket edebiliyor ve uzun süre bu duruma dayanabiliyorlardı. Yine bu özellikleri nedeniyle, zamanla ön ayaklarını birer saldırı ve savunma silahına, hatta giderek kanatlara dönüştürmüşlerdir. Çok iri, hantal yaratıklar olduğuna dair yaygın kanının aksine her boyda dinozor mevcuttu. Uzunluğu 25, ağırlığı 70 ton olan Brachiosaurus da bir dinozordu, bir güvercin büyüklüğünde olan Epidexipteryx de. Bilinen dinozorların %40'ı mezozoik dönemin son 15 milyon yılında, yani 80 milyon yıl önce ortaya çıkmıştır. T-Rex gibi pek çok ünlü dinozor da bu dönemin canlıları arasındaydı. En Ünlü Etobur Dinozorlar Tyrannosaurus – Rex T-Rex Dinozorların kralı olarak isimlendirilir. 90-65 milyon yıl önce egemen olan bu yırtıcı kuzey Amerika'da yaşamıştı. Boyu 14-15 metre, yüksekliği de yaklaşık 6-6,5 metre olan bu olağanüstü dinozor, karadak en yırtıcı dinozordu. Kafatasının uzunluğu 1,5 metreden fazlaydı. Ağırlığı ise 5 ile 7 ton arasında değişiyordu. Dişlerinin uzunluğu yaklaşık 20 cm civarındaydı. Allosaurus Oldukça geniş bir yayılma alanı vardı. Kuzey Amerika, Afrika, Avustralya ve Çin'de fosilleri bulunmuştur. Uzunluğu 9 metre, yüksekliği de 3 metre civarında olan bu yırtıcı, 160 ile 140 milyon yıl önce yaşamıştır. Giganotosaurus Güney Amerika'nın tartışmasız en büyük yırtıcısıydı. T-Rex'in Güney Amerika temsilcisi de denilebilir. 90 ile 65 milyon yıl arası yaşamış olan bu yırtıcının uzunluğu 13 metre, yüksekliği 5-6 metre, ağırlığı ise 7-8 ton civarındaydı. Tarbosaurus T-Rex'in Moğolistan ve Çin versiyonu olan bu olağanüstü yırtıcı T-Rex ile aynı dönemde ama farklı coğrafyalarda yaşamış. Uzunluğu 10 ile 12 metre, ağırlığı ise 5 ton civarındaydı. Carnotaurus Diğer yırtıcı dinozorların genellikle ibikleri olurdu. Carnotaurus'un ise iki boynuzu vardı. 90 ile 65 milyon yıl önce Güney Amerika'da yaşamış olan bu dinozor, 7-8 metre boyunda ve 3-4 metre yüksekliğindeydi. Spinosaurus Bu tür 95 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış olan en büyük yırtıcı dinozordur. Kısa bir süre öncesine kadar T-Rex'in en büyük yırtıcı dinozor olduğu düşünülüyordu ama son bulgular Spinosaurus'un T-Rex'ten daha iri olduğunu gösteriyor. Kafatasının uzunluğu 2 metre, boyu 17 metreydi. Yani T-Rex'den 3-4 metre daha uzundu. Ancak onun kadar iyi bir avcı olduğu söylenemez. Aslında Spinosaurus daha çok suda avlanan, çok sıkıştığı zaman karada avlanmayı tercih eden bir yırtıcıydı. Velociraptor En hızlı etobur dinozor denilebilir. 90 ile 65 milyon yıl önce yaşamış, boyu 1,5 metre, ağırlığı ise 300-500 kilogram arasında değişen bir yırtıcıydı. Gruplar halinde avlanıyor, avlarını yakalamak için taktikler geliştiriyorlardı. Böylesine yırtıcı dinozorlarla aynı dönemde yaşayan otobur dinozorların yaşam koşulları çok zordu. Bir kısmı kaçarak kurtulurken daha yavaş olanları ise farklı savunma sistemleri geliştirmişlerdi. Yırtıcı dinozorlar da daha çok sürünün en zayıf ve yaşlı olanına saldırdıkları için kendiliğinden bir doğal ayıklama sistemi de gelişmişti. En Ünlü Otobur Dinozorlar Stagosaurus 140 milyon yıl önce yaşayan bu dinozorun özel bir savunma sistemi vardı. Uzunluğu 9 metre, ağırlığı ise 2 ton olan bu dev dinozorun sert zırhı ve kuyruğundaki dikenlerii sayesinde kendini koruyabiliyordu. Ankylosaurus 70 ile 65 milyon yıl önce yaşamış olan bu otobur'un uzunluğu 7-10 metre, ağırlığı ise 5-7 ton civarındaydı. En büyük düşmanı T-Rex'den kuyruğunda bulunan büyük topuzu sayesinde kurtulabiliyordu. Topuzu en büyük silahıydı. Brachiosaurus Uzunluğu 25 metre, ağırlığı 70 tona kadar çıkabilen bu tür tüm dinozorlar içinde en büyük dinozordur. 150-130 milyon yıl önce yaşayan bu dev, ağaç yapraklarını yiyerek yaşıyordu. Bazı otobur dinozorlar ise günümüzdeki gergedanlara benziyorlardı. Sert zırhları ve kafalarındaki boynuzları sayesinde avcılardan kurtulmayı başarabiliyorlardı. En son görülen boynuzlu dinozor türü olan 9 metre uzunluğundaki Triceratops en çok bilinen türdür. Dinozorlarla birlikte aynı dönemlerde yaşamış olan uçan sürüngenler de vardı. Ancak bunlara dinozor demek çok doğru olmaz. Eudimorphodon ilk uçan sürüngen olarak bilinir. Diğer uçan sürüngenlere oranla oldukça küçüktü. Bu canlının kanat açıklığı 1 metre civarındaydı. Uçan sürüngenler arasında en ünlüsü Pterenedon'dur. Kanat açıklığı 8 metre civarındaydı. 160 milyon yıl kadar önce dinozorlar yer küre üstündeki en geniş hayvan topluluğuydu. Ancak günümüzden 65 milyon yıl önce çok kısa bir sürede tümünün soyları tükendi. Dinozorların neden yok olduğu sorusunun yanıtı yıllarca araştırıldı. Birçok iddia ortaya atıldı. Hem doğal, hem uzayla ilgili bazı teoriler, dinozorların beslenmeleri, üremeleri gibi bazı konularda şartların olumsuzlaşması, ölümcül ve bulaşıcı hastalıklar, iklimde ani değişiklikler, yanardağ patlamaları gibi çeşitli teoriler ortaya atılmıştır. Ancak bunların hiçbiri bu yok oluşu tam olarak açıklayamıyordu. 1980 yılında, nobel ödüllü fizikçi Luis Alvarez ve oğlu jeolog Walter Alvarez dinozorları bir göktaşının ortadan kaldırdığını ileri sürdü. Alvarezlerin bu görüşü 1985'li yılların sonları ve 1990'lı yılların başlarında bilim çevrelerinde ağırlık kazanmış ve ilerleyen yıllarda da ortak kabul görmüştür. Yapılan araştırmalar da bu görüşü kanıtlar. Bu görüşe göre dinozorların sonu, 65 milyon yıl önce yaklaşık 10 km çapında bir göktaşının Dünya'ya çarpması sonucu gerçekleşmiştir. Bu göktaşı saatte km hızla Meksika'nın Yukatan Yarımadası açıklarında dünyaya çarpmış ve çarpma anında km3 madde buharlaşmış, erimiş ya da yüzlerce kilometre öteye savrulmuştur. Bu çarpma sonucu canlı türlerinin %70'inden fazlası yok olmuş ve 180 km çapındaki dünyanın en büyük kraterlerinden biri olan Chicxulub krateri meydana gelmiştir. Çarpmanın 100 milyon megaton TNT'ye eşdeğer bir enerji açığa çıkardığı tahmin edilmektedir. Çarpma sonucu oluşan toz tabakası atmosferi kaplamış, dünya aylar boyunca karanlıkta kalmış, sıcaklık; suyun donma derecesine kadar düşmüş ve asit yağmurları yaşanmıştır. Aylarca süren bu karanlık ve soğuk dönemde bitkilerin fotosentez yapamaması besin zincirini yıkmış ve bu felaketler zinciri de dinozorların sonunu hazırlamıştır. Dünya uzun yıllar boyunca hiç güneş görmeyince buz devri oluşmuş ve dinozorlarda bu sırada ölmüştür. Dinozorları sonuyla ilgili genel kabul gören teori bu. Ama şu da bir gerçek ki, bu sorunun yanıtı hiçbir zaman tam olarak verilemeyecek. Bu içeriği sitesini kaynak göstererek kullanabilirsiniz. İçeriklerin; sitesi kaynak gösterilmeden herhangi bir web sayfasında, sosyal medyada ve görsel basında yayınlanması yasaktır. Ayrıntılı bilgi için Kullanım Koşulları sayfasını okuyabilirsiniz. Page Not Found! We're sorry, but we can't find the page you were looking for. It's probably some thing we've done wrong but now we know about it and we'll try to fix it. In the meantime, try one of these options Go to Homepage

dinozorlar hakkında bugün elde ettiğimiz bilgiler nasıl elde edilmiştir