Uzunsüre kalıcı dalgalar için ekstra öneriler: Eğer saçların çok fazla yıpranmış ya da kuruysa ve maşa gibi ısıyla şekil veren aletleri kullanmak istemiyorsan L’Oréal Paris Elnett Belirgin ve Dolgun Bukleler için Köpüğü saçlarının uç ve boylarına uygulayarak ısı kullanmadan dalgalı saçlar elde edebilirsin. Prematüre bebek ne ile beslenmeli. Prematüre bebekler için en uygun besin kendi annelerinin sütüdür. Prematüre doğum yapan annelerin sütleri zamanında doğum yapan annelerin sütlerine göre daha fazla protein içerir. Bebeklerin büyüme ve gelişmeleri yakından takip edilerek yeteri kadar beslenip beslenmediği anlaşılabilir. Uzun süre emzirilen bebekler çok para kazanıyor 6 bin bebeği hayatları boyunca takibe alan bilim insanları ilginç bir araştırmaya imza attı. ÇokUzun Yaşayan İnsanlar. Kutsal Yazıların Başlangıç kitabı, ömrü 900 yıldan uzun olan yedi erkekten söz eder. O insanların hepsi de Nuh’un zamanındaki Tufan’dan önce yaşamıştı. İsimleri Âdem, Şit, Enoş, Kenan, Yared, Metuşelah ve Nuh’tu ( Başlangıç 5:5-27; 9:29 ). Bu kişiler çoğu insana tanıdık Emzik emen bebeklerde, uykuda dilin geri kaçma ihtimali ortadan kalkıyor ve böylece yutak bölgesinin tıkanması engelleniyor. Yine araştırmalar gösteriyor ki, emzik emen bebekler genelde Sürekli emen, aralarda dinlenmeyen, mide boşalmasına yeterli süre tanımayan bebeklerde daha çok gaz sorunu olur. Bunun sebebi sindirilmeye başlanan süt ile yeni emilen süt birbirine karışır ve sindirim zorluğu ortaya çıkar, mide sürekli doludur, emme süresi çok uzun olduğu için beslenme sırasında daha çok hava yutulur. JpLW3R. Bahar ve yaz aylarının yaklaştığı bu günlerde güneşin zararlı etkileri de giderek artmakta. Güneşe korunmasız çıkmak özellikle güneş yanığı, cilt kanseri, erken cilt yaşlanması gibi ciddi sağlık problemlerine neden olabilir. Güneşin zararlı etkilerinden nasıl korunuruz? Güneş kremi kullanmanın ipuçları nelerdir, kaç çeşit güneş kremi bulunur? Güneş kremlerinin içeriği nasıldır? Güneş kremlerinin üzerinde bulunan SPF ne demektir? Bebekler güneş kremi kullanmalı mı? Güneşten Korunmak İçin Bazı İpuçları Amerika Gıda ve İlaç Dairesi'nin FDA güneşten korunmak, güneşin zararlı etkilerini azaltmak ve güneş kremi kullanmanın ipuçlarıyla ilgili bir makale yayınladı. Buna göre öncelikle güneşten korunmak için; Güneşe, özellikle de güneş ışınlarının en yoğun olduğu saat 1000 - 1400 saatleri arasında maruz kalmamaya dikkat kollu gömlekler, pantolonlar, güneş gözlükleri ve geniş çerçeveli şapkalar gibi güneşe maruz kalabilecek vücut bölgelerinizi kapatacak kıyafetler olarak ve SPF değerleri 15 veya daha yüksek olan geniş spektrumlu güneş kremleri çok terliyorsanız veya suya temas ediyorsanız 2 saatte bir krem uygulamayı tekrarlayın. Güneş Kremi Kullanmanın İpuçları Nelerdir? Güneş Kremi Nasıl Uygulanır? Güneş kremini en geç güneşe çıkmadan 15 dakika önce uygulayın. Bu, güneş kreminizden SPF 15 veya daha yüksek maksimum fayda almanızı yüzünüzde ve vücudunuzda açıkta kalacak bölgelere uygulayın. Uygulama sırasında gözlerinize ve ağız çevrenize dikkat büyüklükteki bir yetişkin veya çocuğun, vücudunun baştan ayağa eşit bir şekilde kremlenmesi için ortalama 30 gram güneş kremine ihtiyaç vardır. Çoğu insan vücuduna veya çoçuğuna güneş kremi uygularken çoğu zaman bazı bölgeleri unutur. Bu bölgeleri unutmamaya dikkat edin. Sıkça unutulan bu bölgeler; KulaklarBurunDudaklarBoyun arkasıEllerAyak üstleriAlın ve ensede saç çizgisi boyuncaSaç dökülmesi veya incelmesi güneşe daha çok maruz kalan bölgeler Su Geçirmeyen Güneş Kremi Yoktur! FDA'nın açıklamasına göre su geçirmez güneş kremi diye bir şey yoktur. Kullanıcılar hiç bir güneş kreminin "su geçirmez" olmadığının bilincine varmalıdır. Tüm güneş kremlerinin günün sonunda yıkanması gereklidir. "Suya dayanıklı" etiketli güneş kremlerinin gerekli SPF test prosedürüne göre test edilmesi gerekir. Kullandığınız kremin yüzerken veya terlerken kaç dakikada bir tekrarlanması gerektiğine dair bilgi vermesi gerekir. Kremi bu bilgiye göre tekrarlamalısınız. Güneş Kremi Nasıl Saklanmalı? Kreminizi iyi durumda tutmak için, kreminizi doğrudan güneş ışığına maruz bırakmayın. Krem kaplarını havlulara sararak veya gölgede tutarak içeriğini güvende tutabilirsiniz. Ayrıca direkt güneş ışığına maruz kalmasa bile kremler yüksek sıcaklıklarda uzun süre tutulmamalıdır. Bebekler ve Çocuklar Güneş Kremi Kullanmalı mı? Güneş kremi bebekler için önerilmez. FDA, bebeklerin sabah 1000 ve 1400 saatleri arasında güneşten uzak tutulmasını ve güneşte kalmaları gerekiyorsa koruyucu giysiler kullanmasını önerir. Bebekler, güneş kremlerinin yan etkilerine allerji veya tahriş gibi yetişkinlerden çok daha fazla duyarlıdır. Bebekler için en iyi korunma, onları güneşten uzak tutmaktır. Altı aylık yaşın altındaki çocuklara güneş kremi uygulamadan önce mutlaka bir doktora danışın. 6 aylıktan büyük çocuklara güneş kremi uygulamadan önce kreminizin kullanma klavuzunu mutlaka okuyun. Güneş Kremi Çeşitleri Nelerdir? Güneş kremleri bir çok farklı şekilde karşımıza çıkabilir. Bu kremler; LosyonKremStickJelSıvı YağlarKatı YağlarMerhemSprey şeklinde bulunabilir. Güneş kremi ürünlerini kullanma talimatları formlarına göre değişebilir. Örneğin, sprey güneş kremleri asla doğrudan yüzünüze uygulanmamalıdır. Güneşten koruyucu ürünü kullanmadan önce etiketini her zaman okumalısınız. Güneş Kremlerinin Etiketlerinde Yazan Bilgiler Ne Anlama Gelmektedir? Spektrum Tüm güneş koruyucuları geniş spektrumlu değildir, bu nedenle etikette spektruma bakmak önemlidir. Geniş spektrumlu güneş kremi, güneşin ultraviyole UV radyasyonundan koruma sağlar. Kendinizi korumanız gereken iki tür UV radyasyonu vardır. Bunlar UVA ve UVB'dir. Geniş spektrumlu kremler, cilde zarar vermeden UV radyasyonunu emen veya yansıtan kimyasal bir engel sağlayarak her iki UV türüne karşı koruma sağlarlar. FDA'ya göre geniş spektrumlu olmayan veya SPF'si en az 15 olan güneşten kremleri şu uyarıyı taşımalıdır "Cilt Kanseri / Cilt Yaşlanma Uyarısı Güneşte zaman geçirmenin cilt kanseri riskini ve erken cilt yaşlanması riskini artırdığı bilinmektedir. Bu ürün, cilt kanseri veya erken cilt yaşlanmasını değil, yalnızca güneş yanığının önlenmesine yardımcı olur." Güneşten Koruma Faktörü Güneş kremleri birbirinden çok farklı SPF değerleri içerebilir. SPF değeri, güneş koruyucu ürün tarafından sağlanan güneş yanığı koruma seviyesini gösterir. Tüm güneş koruyucuları, krem kullanırken güneş yanığına maruz kalmamak için önlemesi gereken UV değerlerine göre test edilir. Ürün daha sonra uygun SPF değeri ile etiketlenir. Daha yüksek SPF değerleri 50'ye kadar daha fazla güneş yanığı koruması sağlar. SPF değerleri UVB radyasyonunun neden olduğu güneş yanığına karşı korumayı ölçen bir testten belirlendiğinden, SPF değerleri yalnızca güneş koruyucu UVB korumasını gösterir. Güneş kreminin yararlarını en iyi şekilde görmek için, en az 15 SPF olan bir ürün beyaz tenli veya sarışın iseniz, SPF değeri 30 ile 50 arasında olan bir krem kullanmalısınız. SPF değeri kremin sizi kaç saat koruyacağını belirten bir değer değildir. Kremin koruma süresi tamamen sizin ne kadar güçlü güneş ışınlarına maruz kaldığınız ile ilgilidir. Unutmamak gerekir ki, günün erken saatlerinde veya akşam üstünde güneş ışınları gün ortasına göre daha zayıftır. Bu, gün ortasında güneş yanığı riskinizin daha yüksek olduğu anlamına gelir. 3. Güneş Kremi İçeriğinde Bulunan Maddeler Nelerdir? Her ilacın aktif içeriği ve inaktif içeriği vardır. Güneş kremi içeriğine baktığımızda aktif bileşenler cildinizi güneşin zararlı UV ışınlarından koruyan bileşenlerdir. Aktif olmayan içerikler, güneş kremlerinin formüle edilmesinde kullanılabilecek su veya yağ gibi diğer bileşenlerdir. Aşağıda, güneşten koruyucu olarak etiketlenmiş ürünlerdeki kabul edilebilir aktif bileşenlerin bir listesi bulunmaktadır Aminobenzoik asitAvobenzoneCinoxateDioksibenzonHomosalateMeradimateOctocryleneOktinoksatOctisalateOksibenzonPadimate OEnsulizoleSulisobenzoneTitanyum dioksitTrolamin salisilatÇinko oksit Güneş koruyucu ürünlerin koruyucu etkisi cildin yüzeyinde gerçekleşse de, en azından bazı güneş koruyucu aktif bileşenlerin ciltten emilebileceğini ve vücuda girebileceğini unutmamak gerekir. Bu nedenle, güneş koruyucu ürünlerini belirtildiği şekilde kullanmak oldukça önemlidir. Kremlerinin Son Kullanma Tarihleri FDA tarafından yapılan testlere göre güneş koruyucuları en az üç yıl boyunca bozulmadan kullanılabilmelidir. Güneş koruyucunuzun etiketinde belirttiği güneş korumasını sağladığından emin olmak için, son kullanma tarihi geçmiş veya son kullanma tarihi olmayan güneş kremlerini kullanmamalısınız. Kullanım süresi dolan güneş koruyucuları atılmalıdır, çünkü güvenli ve tam etkili oldukları konusunda hiçbir güvence yoktur. Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, bebeğin çene yapısına uygun emzik alınması gerektiğini ifade ederek, "Tabanı, bebeğinizin emziğini yutmasını engelleyecek şekilde geniş olmalı. Burun deliklerini kapatmamalı. Emziğin tabanı hava akımını sağlayacak şekilde delikli olmalı. Bu delikler, bebeğinizin salyalarının dudak kenarlarını ve çenesini tahriş etmesini önler. Emzik, biberon, diş kaşıyıcıları ve çocuğun kullandığı her türlü eşyalarda BPA Bisphenol A ve Pthalates gibi maddeler olmamasına dikkat edilmeli. Bebeğin çene yapısına uygun birkaç emzik alınmalı ve bebek büyüdükçe her 2-3 ayda bir bu emzikler değiştirilmelidir. Silikondan ya da kauçuktan yapılan emzikler kullanılabilir." yaş civarının emzik bıraktırmak için uygun bir zaman olduğunu söyleyen Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, "Bazen istemesek de bu süre 2 -3, hatta 4 yaşına kadar uzayabilir. 2 yaşından sonra emmeye devam etmek üst dişleri öne, alt dişleri arkaya çekerek iki diş arasındaki açıklığı arttırır. 'V' tipi üst çene darlığını meydana getirerek yüz yapısında bozulmalara neden olabilir. Emzik emme 3- 3,5 yaşına kadar devam ederse bu bozukluklar kalıcı olabilir. Uzun süreli emzik emmek kulak, burun, boğaz hastalıklarının sık tekrarlamasına neden olabilir. Gün boyu ve uzun süreli emzik emmek, özelikle 1 yaşın üzerindeki çocuklarda konuşmayı öğrenmeyi geciktirebilir, konuşmada ve telaffuzda bozukluklara neden olabilir. Sağlıklı bebeklerin dişleri ortalama 6- 7 aylıkken çıkmaya başlar. Diş çıkartma 3- 4 aylıkken de çıkabildiği gibi, 12- 16 ayı da bulabilir. Bu kalıtım ile anne ve babadan geçebilen bir özelliktir. Dişlerin tamamlanması genellikle 27- 29 aya kadar sürer" ifadelerini çıkartma belirtileriDiş çıkarma belirtileri hakkında da bilgi veren Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, "Artan tükürük, uyku düzensizliği, iştahsızlık, gelen giden huzursuzluk, ellerini ısırması, ağız çevresinde hafif döküntü gibi belirtileri vardır. Diş çıkarma belirtileri ve şiddeti bebekten bebeğe değişmekle birlikte diş çıkartırken; ishal, ateş, huzursuzluk, uykusuzluk, ağızda tükürük üretiminin artması, kulaklarını çekiştirme, beslenmeyi istememe, kilo alımının yavaşlaması görülebilir. Diş çıkartma, belirtileri yukarıda sayılanların bir veya birkaçı ile birlikte diş etlerinde kabarma-şişme ve sonrasında dişin uç vererek görünmesidir" bu dönemi rahat geçirebilmesi için ailelerin yapması gerekenlerDr. Çağdaş Kışlaoğlu, "Bebeğinize çiğneyecek bir şeyler verin. Bebeğin çiğneyerek diş etlerini kaşıyabileceği, özellikle soğuk bir muz veya havuç, lastik bir diş halkası gibi şeyler verilebilir. Bebeğinize çiğnemesi için bir şey verdiğiniz zaman akciğerlerine kaçırmaması için mutlaka yanında bulunun ve oturur pozisyonda olmasını sağlayın. Bebeğinizin diş etlerine temiz ve soğuk bezle masaj yapın. Diş etlerini hafifçe uyuşturmak için doktor önerisiyle verilen diş jellerinden beslenme önceleri diş etlerine sürün. Diş kaşıyıcı seçerken ürünün plastik ve boyalı olmamasına dikkat edin. Diş tipine göre çıkış süreleri. Ön santral dişler 6-10 ay, lateral yan diş 9-12. Ay, kanin köpek dişi 15-21 ay, birinci azılar 13-18. ay, ikinci azılar 24-33. ay olarak değişebilir" şeklinde konuştu. Dr. Bilge Çelikkol, emzirme konusunda annelere ve anne adaylarına bazı bilgiler verdi. Anne-bebek bağının güçlenmesindeki en önemli iletişim kanallarından biri olan emzirme ile ilgili annelerin ve anne adaylarının kafasında pek çok soru var. 1-7 Ekim Emzirme Haftası vesilesiyle VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Bilge Çelikkol, konula ilgili önemli tavsiyelerde bulundu. Amerikan Pediatri Akademisi, Dünya Sağlık Örgütü ve UNİCEF ise bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmelerini öneriyor. Ancak emzirmenin ne zaman sonlandırılacağıyla ilgili ortak bir karara varılamıyor. Dünya Sağlık Örgütü, 2 yaşına kadar, Amerikan Pediatri Akademisi ise 1 yaşına kadar emzirilmesini, devamını anne-bebek ikilisine bırakılmasına karar verdi. Türk pediatristleri ise anne sütünün 2 yaşına kadar devam edilmesini öneriyor. EK GIDALARA 6. AYDAN SONRA BAŞLANABİLİR VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Bilge Çelikkol da anne sütünün ilk 6 ay bebeğin ihtiyaçlarının yüzde 100’ünü karşıladığını belirterek, “Altıncı aydan sonra anne sütü tek başına hızla büyüyen bebeğin fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak kalır, bu yüzden artık ek besinlere başlanmalıdır. Bu dönemden sonra emzirmeye devam edilmesi anne ve bebek arasındaki bağı sürekli kuvvetlendirir ve bebeğin psikolojik gelişimi üzerinde pozitif etki gösterir. Büyüdükçe sosyalleşen bebeğin emme aktivitesi giderek oyun araları, mola ve istirahat halini almaya başlar. Uzun süre anne sütü almış bebeklerin daha az hastalandıkları, hastalansalar bile daha hafif atlattıkları bilinmektedir. Emzirme döneminin uzaması annenin ruh sağlığı üzerinde olumlu etkileri vardır. Emzirmenin gereğinden uzun sürdürülmesinin ise ek gıdalara geçişte zorlanma, taneli yiyecekleri red ve çiğneme yetisinin gelişememesi gibi negatif etkileri olabilir. Emzirmenin ne zaman ve doğru bir şekilde nasıl sonlandırılması gerektiği uzmanlarla beraber belirlenirse emzirme sonlandırılırken yapılan hataların en aza indirilmesi sağlanır. Önemli olan çocukların ruhen ve bedenen sağlıklı bireyler olarak topluma kazandırılabilmesidir” diyor. ZAMANLAMA ÖNEM TAŞIYOR Emzirmeyi sonlandırma anne ve bebek için doğru zaman ise sorunsuz geçeceğinin altını çizen Dr. Bilge Çelikkol, şöyle devam ediyor “Memeden kesme dönemi birçok annenin duygusal karmaşa yaşadığı bir süreçtir. Unutmamak gerekir ki bu dönemde en az bebek kadar anne de yıpranır. Bu süreçte kararlı davranmalısınız. Kararsızlıklarınız ve sürekli yeniden başlamalar çocuğunuzu duygusal olarak daha çok zorlayacaktır. Eğer emzirmeyi kesmeyi denediniz ve hiçbir şekilde başarılı olamadıysanız, belki bebeğiniz için emzirmeden kesmek uygun bir zaman değildir.” STRES SÜTÜ ETKİLİYOR Bebeğin emmemesi, meme başı çatlakları gibi erken dönemde yaşanan bazı problemler kısa süreli emzirmeye ara verilmesine neden olabiliyor. Dr. Bilge Çelikkol, bu dönemleri doktor tavsiyeleriyle en kısa zamanda atlatmaya çalışılması ve emzirmeye dönülmesi gerektiğini hatırlatıyor. “6’ıncı aydan sonra emzirmeyi kesme genellikle yanlış bilgilendirilmekten kaynaklanır. Dişlerin çıktığı dönemde bebeğin ısırması, emmeye ilgisinin azalmasının da emzirmeyi bıraktırma konusunda yanlış bir neden olduğunun altını çizen Dr. Bilge Çelikkol, “Bebeğin yeterince kilo almadığını düşünen anneler bebeğine sütünün yaramadığı kaygısına kapılır ve yaramayan sütü vermenin bebeğe zarar vereceği düşüncesiyle anne sütünü sonlandırabilir. Halbuki bebeğe bundan daha yararlı daha mucizevi bir besin yoktur. Bebeğe meme dışında bir kaynaktan biberon süt, devam sütü almaya alıştırılmamalıdır. Stresli zamanlar, maddi güçlükler, ayrılma, boşanma gibi durumlar emzirmeyi negatif etkileyebilir. Yanlış inançlardan biri de az su içilmesinin sütün azalmasının asıl nedeni olduğu düşünmektir. Oysa bundan çok daha önemlisi annelerin bebeklerini emzirmeleridir. Emzirerek ve sağarak boşaltmalar süt yapım döngüsünü tekrar çalıştırır” diyor. Emzirmeyi bırakırken... Dr. Bilge Çelikkol’un bebeğinizin yavaş yavaş emmeyi bırakması ve bırakırken de duygusal bir travma yaşamaması için şunları öneriyor; Emzirme kararı aldıysanız ve kararınızdan emin değilseniz, olumsuz deneyimler yaşamamak için mutlaka doktorunuza danışın. Emzirmenin altıncı aydan sonra bebekle anne arasında bir ilişki haline geldiği bilinmektedir. Emzirmeyi ani sonlandırmak bebek için travmatik olabilir, bocalamasına sebebiyet verebilir. Bu nedenle yavaşça ve alıştırarak sonlandırın. Ani ve erken sonlandırmanın etkileri sadece bebekte değil annede de görülür. Süt birikmesine bağlı aşırı gerginlik hatta mastit olabilir. Annenin bu durumda kendini sağarak boşaltması gerekebilir. Emmeyi alışkanlık haline getiren bebek artık emzirilmediğinde annenin artık kendisini sevmediğini, onu terk ettiğini düşünebilir. Bu dönemde etrafınızdaki insanlar sizi eskisinden daha çok desteklemelidir. Emzirmeyi sonlandırmaya karar verdiğimiz dönemde bebeğin yaşamında herhangi bir stres olmalıdır annenin işe başlaması, yeni bir bakıcı, hastalık, diş çıkartma dönemi gibi eğer varsa başarısız olma ihtimaliniz yüksektir. Emzirme basamak basamak kesilmelidir. İlk olarak öğle öğünü kesilebilir. En son kesilecek beslenmeler gece beslenmesidir. Bir öğün kesildikten 2-3 gün sonra diğer öğün kesilmelidir. Atlanan öğün yerine tercihen anne sütü, devam sütü veya sevdiği başka bir besin verilerek emzirme unutturulmaya çalışılmalıdır. Emzirme sayısını azaltırken emzirme süreleri de kısaltılmaya çalışılmalıdır. Emzirmeden kesilmeye başlama mümkün olduğunca günlük yaşam döngüsü içerisindeyken olmalıdır. Mesela tatile çıkma, aile üyelerinden birini kaybetme durumlarında ertelenmelidir. Emzirme, bebek için adeta bir ritüeldir. Bu ritüel de değişiklik yapılabilir. Emzirme sırasında alışık olduğu şeyleri değiştirebilirsiniz. Farklı odaya geçme, her zaman alışık olduğu minderi kullanmama vb. Gece uyanmalarında şartlanmayı azaltmak üzere babası bebeğin yanına gidebilir. Bazen su bazen de sevgisini sunabilir. Gündüz anne etrafında yokken babasının beslemesi faydalı olabilir. Emmek istediği zamanlarda dikkatini hoşlanacağı bir faaliyete doğru kaydırabilirsiniz. Konuşmayı anlayacağı yaşta ise konuşarak bir sonraki sefere erteleyebilirsiniz. Değerli Ziyaretçilerimiz ve Anne Adaylarımız. Sizler tarafından tarafımıza bir çok soru gelmektedir. Özelden gönderdiğiniz mesajları hızlı takip edemiyoruz ve moderatörlerimiz göremiyor. Soru ve sorunlarınızı lütfen forum bölümünden bizlere iletin ki hem moderatörlerimiz hem de uzmanlarımız rahatlıkla takip edip cevaplayabilsin. ANNEMCE FORUMA GİTMEK İÇİN TIKLAYIN Çocuklarını çok uzun süre emziren kadınlar, genellikle çevrelerinden gelen eleştirel yaklaşımlarla karşılaşırlar. Fakat araştırmalar, “uzun süre bebek emzirme” konusunda çok çeşitli görüşler ortaya koyuyor. Acaba hangisi doğru, hangisi yanlış? İki yaş veya üstünde olan kaç çocuğun hala anne memesi emdiği konusunda kesin bir rakam vermek oldukça zor. Ama özellikle kırsal bölgelerde yaşayan kişiler arasında böyle durumlara rastlamak çok olası. Hatta bu bölgelerde 4 yaşındaki çocukların hala anne memesi emdiğini görmek bile mümkün. Büyük şehirlerde bu durum biraz daha farklı. Çünkü buralarda yaşayan kadınların büyük çoğunluğu ya çalışan kesimi oluşturuyor ya da sürekli çocuğunu emzirmeye vakit bulamıyor. Görüşler çok çeşitli Bebeklik devresinden çıkmış çocukların hala anne memesi emmesi çoğu kişi tarafından yadırganan bir durum. Bu konuda eleştiri alan birçok anne, aynı zamanda bazı kesimlerden de destekleyici yorumlar alıyorlar. 2 yaşına gelmiş bir çocuğu emziren kadının, dışardan gelen yorumlara çok fazla kulak vermemesi gerekir. Çünkü meme emmek çocuk için fiziksel beslenmeden çok; ruhsal beslenmedir. Çocuk bu yolla kendini ruhsal yönden besliyor. Bu da çocuğun gelişimi için çok önemli. Anne ve çocuk arasında yaşanan en yakın dönem, emzirme dönemidir. Çocuğunu uzun süre emziren kadın, çevreden gelen olumsuz eleştirilerden etkilenerek, çocuğuyla yaşadığı bu özel anı bozmamalı. Aslında böyle eleştirileri duymak çok anlamsız. Çünkü emzik, biberon ya da parmak emen çocuklar çevreden hiçbir zaman eleştiri almıyor. O halde neden anne memesi emen çocuklar bu kadar garipsenilmesine takılmamak gerekiyor. Aslında bu kadınlar kendilerine biraz daha özeleştiri ile yaklaşmalılar. Çünkü, annenin çocuğunu uzun süre emzirmesinin sebebi yine annenin kendisi. Bence çocuğun 2 yaşından sonra hala annesinin memesine bağımlı olması ve sürekli annesine yakın olmak istemesi, daha çok anneyi rahatlatan bir durum. Anne ve çocuk bağımlılığı Çocuğun 2 yaş veya üstünde hala anne memesi emmesinin en önemli sebebi, emme refleksini tatmin edememesidir. Uzmanlar, çocukların normalin üstünde anne memesi emmesini şöyle yorumluyor; “Böyle bir durumda iki nedenden söz etmek mümkün. Birincisi, anne çocuğunu bırakmak istemeyebilir. Diğeri ise, çocuk anneyi bırakmak istemiyor olabilir. Annenin çocuğunu bırakmak istememesi, çoğunlukla duygusal nedenlerden kaynaklanır”. Gebelik, doğum sonrasına göre daha rahat bir dönemdir. Çünkü doğumdan sonra bazı sorumluluklarla birlikte sorunlar da başlar. Bunun yanında, doğumdan sonra annenin bebeğinden uzak kalması da anneyi rahatsız edebilir. Tabii böyle bir tabloda, özellikle aşırı duyarlı, duygusal, çocuğuna bağımlı bir anne söz konusudur. Uzmanlar; “Bütün bunların yanında, kadınların çocuk büyütmede yalnız kalmaları, eşleri tarafından desteklenmemeleri de anneyi bu şekilde çocuğuna itebilir.” diyor ve devam ediyor, “Böyle kadınlar çoğunlukla çocuğunun varlığından zevk alan kişilerdir. Dolayısıyla çocuğuyla bir bağ, bir iletişim kurarlar. Bu iletişim anne çocuk arasında öncelikle emzirmek gibi ten temasıyla başlar” diyor. Anneye aşırı bağımlılık, kendine güvenmeyi engeller Çocuğun uzun süre anne memesi emmesi, öncelikle anneye bağımlılığını sürdürmesinden kaynaklanır. Bu aslında çok hatalı bir durumdur. Çünkü annenin çocuğunu bırakamaması demek, onun bu duruma göz yumması anlamına gelir. Dolayısıyla karşılıklı bir çekim, birbirini bırakamama haline dönüşür. Bir süre sonra anne çocuğun bağımlılığından şikayetçi olmaya başlar. Fakat bu bağımlılığı yaratan da zaten annenin kendisidir. Çocukluk devresinde uzun süre annesine bağımlı kalıp, ileri yaşlarında kendine güvensiz bir birey haline gelmiş çok sayıda insan vardır. Aslında bu noktada anneleri suçlamak da çok doğru olmaz. Çünkü ülkemizde özellikle çocuk bakımı tümüyle annenin üzerine yüklenir. Ve babalar da bu anlamda çok yetersiz kalırlar. Böyle bir ortamda da çocuk, doğal olarak ileriki yaşlarında kendine güvenli ve bağımsız karar alabilen bir kişilik geliştiremez. Çocuğu memeden uzaklaştırmak Uzun süre anne memesi emen çocukları memeden uzaklaştırmak, annenin kendi içindeki kararlı tutumuna bağlıdır. Çünkü çocuğu memeden kesmek için öncelikle kesin bir kararlılık gerekir. Tabii çocuğu birdenbire memeden uzaklaştırmak da çok anlamlı olmayabilir. Bunun için çocuk kademeli bir şekilde memeden uzaklaştırılabilir. Örneğin, çocuk günde 5 – 6 defa meme emiyorsa, bu sayı yarıya indirilebilir. Emme sıklığı yarıya indirildiğinde, doğal olarak çocuğun emme talebi oluşacaktır. Böyle bir durumda anne birebir kendi ilgisiyle, çocuğu başka noktalara yönlendirebilir. Çünkü zaten çocuğun meme emme talebi, annesiyle ilişki halinde olma isteğinden kaynaklanır. Yani, annenin varlığından ruhsal bir doyum sağlama söz konusudur. Bu nedenle çocuğu memeden uzaklaştırmaya çalışırken, biraz daha fazla ilgi göstermek, birlikte bir şeyler paylaşmak, çocukla birlikte olmak gerekir. Bir yaşından itibaren anne sütü şart değil Dünya Sağlık Örgütü’ne WHO göre, çocuk iki yaşına kadar anne memesi emmeli. Burada iki yaşına kadar denmesinin sebebi, bazı çocuklar sadece anne sütü alıp, diğer yarı kati ya da katı gıdaları, yani demir ve mineral içeren diğer besinleri almayı reddederler. Bu tip çocukların sayıları az da olsa vardır. Bu çocukların tamamen anne sütü emmelerinin tercih edilmesi doğru değildir. Çünkü böyle bir durumda çocukta demir eksikliği ya da diğer minerallerin eksikliği oluşur. Zira anne sütü, çocuğun ihtiyaç duyduğu bu maddeler için yetersizdir. Anne sütünü tek başına altı ay almış olmak, bebekler açısından gereklidir. Yani, ilk altı ay bebeğe anne sütü ve D vitamini dışında bir şeyin verilmemesi yeterlidir. Çünkü beyin gelişimi, zeka gelişimi, hastalıklardan korunma, diğer elemanların hepsinin yerine konmuş olması ilk altı ay için çok önemlidir. Fakat altı aydan sonra bebeğe anne sütü dışında da bazı mineral ve demir içeren gıdaların verilmesi gerekir. Bir yaşına gelmiş bir çocuğun anne sütü alması çok gerekli bir şey değildir. Çünkü bu yaşta bir çocuğa, süt ihtiyacını inek sütü de sağlayabilir. Bütün bunlardan daha önemlisi, bir yaşına gelmiş bir çocuğun artık karışık beslenmeye başlaması gerekir. Eğer bu yaştan itibaren çocuğa hala sadece anne sütü verilirse, bu sağlıklı bir tablo oluşturmaz. Sağlıcakla Kalın. Beğendiyseniz Yıldız Vermeyi Unutmayın! Memeyi emzik gibi kullanıyorBebekler yalnızca karnını doyurmak için değil, duygusal zorlanmalarla başa çıkabilmek ve sinir sistemlerini düzenleyebilmek, yaşama güven duyabilmek için de emerler. Dokunulmaya, fiziksel temasa, kucaklanmaya bir yetişkinden çok daha fazla ihtiyaç duyarlar. Hatta fiziksel temas onlar için hayatidir. Hatta savaş zamanı dokunulmayan esirgeme yurtlarındaki çocukların öldüğü görülmüştür. İsmine Marasmus Sendromu denir. Dolayısıyla eğer ki bebeğiniz memeye sıkça gelmek istiyorsa, ihtiyacı var demektir. İhtiyaçlara "anında" karşılık bulmak insan yavrusunu güvende hissettirir. İleride kim olacağını belirler. Sakinleşmeye, kucaklanmaya, sevgi almaya ihtiyacını karşılama isteği, memeyi emzik gibi kullandığı anlamına gelmez ve emzirmeyi sonlandırmayı uzun emen bebekler, ileride bağımlı kişilik yapısı geliştirirEmzirme süresi için otorite kurumlar iki yıl ve üzeri notunu düşerek, ucunu açık bırakırlar ki, anne-bebek ne zaman hazır hissederse o zaman sonlandırsın kişiliğin şekillenmesinde tek parametre "emzirilme süresi" değildir. Kişilik oluşumu, mutifaktöriyel olarak şekillenir. Eğer ki bebek hem uzun süreli emzirilip, hem de bağımsızlığını kazanması gereken dönemlerde engellenirse, o zaman normallik dışı durumlar gelişebilir. Bir anne hatırlıyorum; bebeğini babasına dahi kucaklatmaktan kaçınıyor, sürekli kendinde olmasını istiyor ve bunu yapmak için "emzirmeyi" bir araç olarak kullanıyordu. Bu durumda annedeki bir bozukluğun, bebeğe yansıması olasıdır. Ancak uzun süreli emzirmek, tek başına bir etken değildir. Emzirme, çocuğun bağımsızlığının desteklenmesiyle kol kola yürüyebilir. Emzirmeyi erken sonlandırmayı gerektirmez. Uzun süreli emziren annelerin hikayelerinin yer aldığı pek çok kaynağa internetten süreli emzirmek, memelerde sarkma yaparMaalesef bu konuda kanıt temelli bir araştırma sonucu olmamakla birlikte, literatür bize memedeki asıl değişikliklerin hamilelikte oluştuğunu söylüyor. Yani uzun emzirmek değil, hamilelik olayı baş başına değişikliklerden sorumludur. Pek çok anne, memelerde sarkma sebebi olarak, ani memeden kesme ve kısa süreli emzirmenin buna yol açtığını deneyimledi. Destek olduğum pek çok anne de bu şikayeti yaşamadan uzun süreli emzirdi. Ancak egzersiz yapmak önemli. Tüm beden olduğu kadar, pektoral göğüs kaslar için de yararlıdır Klinisyen sezgilerim, arkaya yaslanarak emzirme pozisyonunda emzirmenin bu sorunu önlemede yararlı olabileceğini de fısıldıyor bana.Gece emzirmeleri diş çürüğü yaparDiş hekimlerinin açıklamasına göre çürük yapan gece emzirmek değil, "biberon çürüğü" dür. Biberona doldurulmuş anne sütüyle, biberon ağzında uyutulan bebeklerde bu duruma daha sık rastlanır. Tavsiye edilen, bebek beslendikten sonra tıpkı yetişkinlerin diş fırçalaması gibi, bebeklerinde ağzının ve dişlerinin temiz bir gazlı bez ve su yardımıyla büyüdükçe süt ihtiyacı artacakBu mit, anne sütü alan bebekleri için değil, formula alan bebekler için geçerlidir. Anne sütü alan bebeklerin bir aylık ihtiyacı neyse, 6. ayda da odur. Anne sütü ihtiyacı; 1-6 aylık bebeklerde 900-1200 mlt'dir. Ek gıdaların başlaması ile bebeklerin anne sütüne ihtiyaçları kendiliğinden azalmaya başlar ve sizin de bedeniniz bu yeni duruma uyum sağlayarak, ihtiyaç kadar üretir. Emzirmenin kendi kendine doğal yollarla sonlandırılmasına katkı verir. İlerideki süt gereksinimini karşılayamama endişesi, gerçekçi olmamakla birlikte, emzirmeyi sonlandırmayı da başladım, emzirmeyi sonlandırmam gerekirBir bebeğin yeni bir duruma uyumunda, rutinindeki değişkenlerden ne kadar fazlası değişirse, uyum kapasitesi o kadar zorlanır. Hem annesinden, hem de onun için koşulsuz sevgi ve şefkat kaynağı olan memeden aynı anda ayrılmak her iki tarafı da zorlayabilir. İşe başlıyor olmak emzirmeyi sonlandırmayı gerektirmez ancak anne bu yönde karar verirse elbette saygı duyulup, desteklenmesi gerekir. İş ortamında küçük ama fark yaratan değişiklikler, pandemi döneminde uzaktan çalışma seçenekleri, emzirme dostu iş çevresi yaratma ve çalışan anneleri emzirme konusunda destekleme üzerine yıllardır çalışıyorum. Gördüm ki; yumuşak geçişler tüm taraflar için uykusuz kaldığım için, ertesi gün iş verimliliğim düşüyor Bünyeden bünyeye değişmekle birlikte uyku gereksiniminizi karşılamak için iyi bir zaman yönetimi yapmak, emzirmeyi erken sonlandırmanın önüne geçebilir. Bazı insanlar gece uyku kesintilerinden çabucak yeniden uykuya geçebilir ya da bazı anneler bebekleriyle güvenli yatak paylaşımı yaparak, yarı uykulu iken emzirmeye ve uyumaya devam edebilir. Uyku laboratuvarlarında yapılan çalışmalarda güvenli yatak paylaşımı yapan anne-bebek çiftinin uzun süreli emzirdiği görülmüştür. Zamanı iyi yöneterek, hafta sonları geceki uyku açıkları kapatılabilir, eşler sizin uyumanız için bebekle ilgilenerek fırsat yaratabilirler. Anne sütündeki endorfinler sayesinde uyku kesilse bile yeniden uykuya dalmak anne için kolaylaştırıcı bir emmek için çok sık uyanmaya başladıBebekler dönem dönem büyüme sıçramaları yaparlar. Bu dönemde her zamanki uyku gereksinimleri, beslenme alışkanlıkları, keyifleri farklılaşır. İhtiyaçları da… Bu dönemde memeye düşen çocukları tam da ihtiyaçları varken, memeden ayırmaya çalışmak, geri tepebilir, bir çeşit inatlaşma doğurabilir. Bir bebekle inatlaşılmaz, çünkü o kazanır. Emzirmeyi sonlandırmak için en azından bu dönemin geçmesini beklemek, iyi bir besleyiciliği kalmaz, sütün, sudan farkı yok artıkAnne sütündeki bağışıklık sistemi güçlendirici ve bakterilerle savaşan immüngloblinler, ilerleyen yıllarda da salgılanmaya devam eder ve tam da bu yüzden bebekler daha az enfeksiyona yakalanır. Sağlık açısından baktığımızda; ne kadar uzun süre o kadar hem anneyi, hem bebeği hastalıklardan korunma anlamı taşır. Emzirme süresi uzadıkça meme ve yumurtalık kanseri, romotoid artrit, kalp damar hastalıkları ve diyabete annenin yakalanma oranı azalırken; bebeğin de astım, alerjiler, diyabet, çölyak hastalığı, çocukluk çağı kanserleri, lösemi, inflamatuar bağırsak hastalığı ve obezite riski azalır. Üstelik, anne sütündeki canlı antikor hücreler, emzirme süresinden bağımsız olarak hala sentezlenmeye ve her ikinizi hastalıklardan korumaya yardım eder.

çok uzun süre emen bebekler